Gamze ‘yi yine heyecanlı bir yolculuk bekliyordu bu yolculukta neler yapacağını henüz planlamamış olmasına rağmen her zaman olduğu gibi içi kıpır kıpır idi. Babasına söz verdiği gibi ödevlerini zamanında yapmış ve bu şahane geziyi hak etmişti. Kendisiyle gurur duyuyordu, sevinçli idi. Gamze babasına:
-‘’Babacığım yolculuğumuzda neler yapacağız’’ diye sordu.
-Babası, ‘’benim güzel kalpli kızım bugün oltalarımızı, kovalarımızı alıp balık tutmaya göl kenarına gideceğiz; ama öncelikle bana yardım edip toplanmamız lazım’’ dedi.
Ve Gamze hemencik babasına yardım etmeye koyuldu.
Çantama neler koymalıyım acaba diye düşündü. Ve çantasına hırka, şapka ve suyunu koyduktan sonra kovaları alıp babasına yardım edip arabaya bindiler.
-Babası, ‘’Gamzeciğim emniyet kemerini taktın mı bakalım? Diye sordu.
-Gamze, evet babacığım taktım deyip yola koyuldular.
Yolculuk sırasında renk renk arabalar vardı. Sarı, kırmızı, mavi, beyaz…
Işıklar ne zaman kırmızı yansa babası duruyor, yeşil yanınca araba tekrar hareket ediyordu. Artık göle gelmişlerdi. Heryerde kuş sesleri vardı
-cikkkkk cikkkkkk
-cikkkkk cikkkk cikkkkkk
-Gamze heyecanla, ‘’ne kadardaaaa güzel bir kuşşşşşş rengarenkkkkkkkk ‘’dedi.
Ve yürümeye devam ettiler.Ağaç kenarlarında mantarları görünce okulda öğrendiği şarkı aklına geldi ve hemen söylemeye başladı:
‘’Gösterelim mantarlarrr nasıl büyür ormanda,
Mışıl mışıl uyuyorlar yeşilikler içinde,
Yaz yağmuru yağınca sonra güneş açınca,
İşte bakın ne kadar çok mantarlar varr ormandaaaaaa’’
Şarkısını söyleyerek zıplaya zıplaya devam ederken gölün kenarına gelmişlerdi. Hemen oltalarını göle attıkları gibi balıkların gelmesini beklediler. Ama Babası ona balık tutmanın sabır işi olduğunu balıkların hemencik gelemeyeceğini söylemişti.
Gamze, ’’babacım oltama bir şey takıldı sanırım, çok heyecanlandım ne yapmalıyım?’’ dedi
Babası, ’’oltanı hızlıca çekmeye başla ‘’dedi.
Veeee oltanın ucuna ayakkabı takıldığını görünce beraber kahkaha atıp gülmeye başladılar. Babasıyla Çok eğlenceli zaman geçiriyorlardı. Babasının yardımıyla tuttukları balıkları su dolu kovalarına koyup güneşin tadını çıkartıyorlardı kiiii ne görsünnnn
- oda neeeeeeeeeeee? Diye geçirdi içinden.
Ağaca minik bir sincap çıkıyordu. Ne kadar minicik ne kadar tatlıydı ilk defa yakından bir sincap görmüştü. Balıklar, Sincap, mantarlar, ağaçlar her şey çok güzeldi. Balıkların güneşte parlayan pulları ışıl ışıldı, gökkuşağı kadar renkli. Balıkları yeni evlerine götürmek üzere tekrardan ağaçların arasından yürüyerek arabalarına binip doğruca babasının lokantasına gittiler. Lokantanın içinde minik bir süs havuzu vardı ve balıkları o süs havuzunda besleyeceklerdi.
Gamze, ‘’ailemizin yeni üyeleri çok şirin babacığım’’ dedi. Ve balıklarını yeni evlerinde bırakıp hep mutlu olmalarını diledi…Ve hikayemiz burada bitti.