İlkbahar gelmiş renk renk çiçekler açmış, kuşların cıvıldayan sesleri etrafı sarmıştı. Neşe saçan, şarkı söyleyen kuş cıvıldamalarıyla Gamze en iyi arkadaşı Pelin ile çilek tarlasına gidip doyasıya çilek yemenin tadını çıkartacakları ve ilk defa kendi toplayacağı çilekleri yiyeceği için çok heyecanlıydı. Her zamanki gibi eğlenceli bir gün onu bekliyordu. Tarlaya geldiklerinde toprağın kokusunu içine çekip
-‘’Misssss gibi kokuyor’’dedi.
Çileklere bakıp, pembe ile yeşilin dans edişini seyretti. Sepetlerini alıp çilek toplamaya başladılar. Bir yandan yiyip diğer yandan sohbet ediyorlardı.
-Gamze,’’ Pelin çilekleri yemeden önce yıkamamız gerekmez miydi?’’diye sordu.
-Pelin,’’Yıkamadan yiyebiliriz Gamze, Bir şey olmaz’’dedi ve yemeğe devam ettiler.
Çileklerin tadı o kadar güzeldi ki bal gibi tatlıydı. Üzerlerindeki sarı çilleri dikkatini çekmişti, bir sürü sevimli sarı nokta. Çilekleri toplarken yeşil parlak yaprakların arasında bay sümüklü böceği gördü ve
- ‘’Antenlerinede bakın nasılda uzunlar’’ diyerek sümüklü böceğe eğilerek ‘’merhaba bay sümüklü böcek, gezintiye mi çıktın bakalım?’’ dedi .
Bay sümüklü böcek antenlerini dahada dikmiş sanki Gamze’yi anlıyor gibiydi,
-’’Evet, yavrularıma yemek götürmek için gezintiye çıktım’’ dedi. Gamze çok şaşırmıştı. Bay sümüklü böcek onunla konuşmuştu.
-Gamze ’’eğer istersen sana yardımcı olabilirim bay sümüklü böcek ‘’diyerek yardım etmeye koyuldu ve sümüklü böceğin yuvasına kadar eşlik etti. Daha sonra
-Gamze, ’’ benim karnım çok ağrımaya başladı ‘’dedi.
-Pelin, ’’benimde ağrıyor Gamze ’’ diyerek
Çilek yemeğe devam ettiler. Parlayan güneşin yavaş yavaş saklanmaya başladığını gören Gamze ve Pelin eve dönmeye karar verip yola koyuldular. Sepetlerinde bir sürü çilek ve karınlarının ağrımasıyla beraber evlerine gittiler. Gamze eve gittiğinde ,
-‘’Anneciğim karnım çok ağrıyor’’ dedi.
-‘’Annesi ,yoksa çilekleri yıkamadan mı yedin ??''diye sordu.
Gamze o an yanlış bir şey yapmış olduğunun farkına varmıştı. Çilekleri yıkayıp yemesi gerektiğini anlamıştı. Annesi ve babasıyla doğruca hastaneye gitmek için yola çıktılar. Karnı o kadar çok ağrıyordu ki bir an önce hastaneye gelmiş olmayı diliyordu. İçinden,
-‘’Bir daha meyve ve sebzeleri yıkamadan yemeyeceğim ‘’ diyordu.
Hastaneye gelmişlerdi artık, doktor amcası ilaç verecek ve karnının ağrısı geçecekti. İlaçların tadını ve kokusunu sevmiyor olsada içmesi gerektiğini biliyordu. Doktor amcasının yanına geldiklerinde oda Gamze’ye meyve ve sebzeleri yıkaması gerektiğini yıkamazsa bu şekilde karnının ağrıyacağını söylemişti. Gamze dersini almıştı böyle bir şeyi bir daha yapmayacaktı . Doktor amcası ilaçlarını verdikten sonra eve dönüp düzenli olarak ilaçlarını içti ve gün geçtikçe iyi olmaya başladı; fakat Pelin ile o günden sonra hiç konuşmamışlardı ve merak ediyordu.
-‘’Acaba Pelin'de benim gibi hasta mı olmuştu’’deyip.Pelinle konuşmak için annesine
-‘’Anneciğim, Pelin ile hastalandığımdan beri konuşmuyoruz arayabilir miyim?’’ diye izin aldıktan sonra Pelin ile konuşmaya başladılar. Pelin’de hasta olmuştu. Aynı şekilde onunda karnı çok ağrımış hemen hastaneye gitmişlerdi.
-Gamze,’’ilaçlarını her gün içiyor musun Pelin?Şuan iyi misin ? diye sordu
-Pelin,’’Evet ilaçlarımı içtim ve iyiyim canım arkadaşım ‘’deyip telefonları kapatmışlardı.
Gamze şuan daha mutluydu hem kendisi hemde Pelin iyiydi artık.Bu durum İkisinede büyük bir ders olmuştu.Bir daha sebze ve meyveleri yıkamadan yemeyeceklerdi . Ve hikayemiz burada bitti...