Gamze hırpppppp hırpppp havlu gibi ıslak bir şeyin yüzüne değdiğini hissedip gözlerini kısık bir şekilde açtı. Ve karşısında sanki ona günaydın diyerek bakan pofuduğu gördü. Pofuduk onun yumuşak beyaz tüyleri olan köpeğiydi. Sevimli mi sevimli, tatlı mı tatlı lokum gibi bir dosttu. Aslında Gamze’nin çalar saatiydi. Pofuduğun sayesinde okuluna hiç geç kalmaz, erken gitmesi gereken yerlere hep zamanında giderdi. Bugünde okul gezisine gitmek için erkenden kalkıp piknik sepetini annesiyle hazırlamaya başladılar. Sepetine bir sürü sebze, meyve ,annesinin yaptığı poğaçalar ve daha bir sürü misssss gibi kokan yiyecek….Sırt çantasına şapkasını, arkadaşlarıyla ip atlamak için ipini ve topunuda aldıktan sonra arkadaşlarının olduğu servise binip yola koyuldular. Araba yolda daireler çizerek ilerlerken, yüksek dağların arasında dağ keçilerinin zıplayarak otladıklarını gördü. Gamze heyecanla,
-‘’Arkadaşlarrrrrrrrrrr, keçilerede bakınnnnn.’’
-‘’Aaaaa mini minnacık yavru keçiyi gördünüz mü? Nasılda sevimli,nasılda tatlı.’’
deyip servis ilerledikçe keçiler gözden kaybolmaya başladı. Her yer yeşil mi yeşil çam ağaçlarıyla kaplıydı, ağaçların kokusunu içine çekip koşmak istemişti; fakat servis piknik yapacakları yere yaklaşmaya başlamıştı. Biraz daha ilerledikten sonra ağaçlarla çevrili gölü gördü. Gamze ve arkadaşları sırasıyla yavaş yavaş servisten inip öğretmenlerini beklemeye başladılar. Gölün üstündeki ördek ailesi ve kaz ailesi Gamze’nin hemen dikkatini çekmişti. Çantasından hemen gevreğini çıkartıp minik minik parçalara bölüp ördek ve kazlara atıp beslemeye başlamıştı. Gamze,
-‘’Merhaba kaz ve ördek ailesi nasılsınız bakalım?’’ deyip soru sormuştu kiiiiiiiiiiiiii ördek ailesi sanki onu anlamış gibi
-‘’Vakkkkkk, vakkkk ,vakkkkkkkkk’’ seslerini çıkartıp Gamze’ye cevap vermişlerdi.
Gamze o kadar çok şaşırmıştı ki gözleri kossss kocamannnnn açılmıştı.Ve
-‘’Sizi gidi akıllı bıdıklarrrrrrrrr demek beni anladınız o zaman alın bakalım biraz daha gevrek yemeği hak ettiniz ’’
deyip elinde ki tüm gevrek bitene kadar minik parçalara ayırıp minik dostlarını beslemeye devam etti. Öğretmeni Gamze’ye
-‘’Gamzeciğim haydi bakalım sende bize katıl. Ağaçları, yemek yiyeceğimiz yeri ve daha bir sürü güzel yerin keşfini yapmaya başlayalım. Doğayı beraber keşif edeceğimiz için oldukça heyecanlıyım ya siz çocuklar ‘’ deyip çocuklara soru sormuştu.
Tüm çocuklar hep bir ağızdan,
-‘’Bizde çokkkk heyecanlıyız öğretmenimmmmmmmmmm ‘’ deyip yürümeye başladılar.
Kestane, gürgen ve palamut ağaçlarını keşif edip bir sürü papatya toplamışlardı ki bir anda Gamze’nin burnunun üstüne rengarenk bir kelebek konmuştu. Gamze hiç hareket etmeden işaret parmağıyla güzel kelebeği parmağının üstüne alıp kanatlarına, antenlerine bakıp ne kadarda güzel bir canlı olduğunu düşündü. Ve kelebek aniden kanatlarını hareket ettirip uçmaya başladı. Şimdiden bir sürü macera yaşamıştı bile. Piknik yapacakları yeri belirleyip hep birlikte çantalarındaki yiyecekleri çıkartıp yemeye başladılar. O kadar çok acıkmışlardı ki ağızlarını ormanlar kralı aslanlar gibi kocaman açıp yemeklerini yemeğe devam ettiler.
Gamze bir an önce eve gidip annesine bu güzel günü anlatmak için sabırsızlanıyordu. Yiyeceklerini yedikten sonra top oynayıp sayısız ip atladılar. Çok eğlenceli zaman geçirip aynı zamanda fazlasıylada yorulmuşlardı.Yavaş yavaş eşyalarını toplayıp servise doğru ilerleyip tekrardan böyle bir gezinin en kısa sürede tekrarlamasını umarak yola koyuldular. Ve hikayemiz burada bitti .
-‘’Arkadaşlarrrrrrrrrrr, keçilerede bakınnnnn.’’
-‘’Aaaaa mini minnacık yavru keçiyi gördünüz mü? Nasılda sevimli,nasılda tatlı.’’
deyip servis ilerledikçe keçiler gözden kaybolmaya başladı. Her yer yeşil mi yeşil çam ağaçlarıyla kaplıydı, ağaçların kokusunu içine çekip koşmak istemişti; fakat servis piknik yapacakları yere yaklaşmaya başlamıştı. Biraz daha ilerledikten sonra ağaçlarla çevrili gölü gördü. Gamze ve arkadaşları sırasıyla yavaş yavaş servisten inip öğretmenlerini beklemeye başladılar. Gölün üstündeki ördek ailesi ve kaz ailesi Gamze’nin hemen dikkatini çekmişti. Çantasından hemen gevreğini çıkartıp minik minik parçalara bölüp ördek ve kazlara atıp beslemeye başlamıştı. Gamze,
-‘’Merhaba kaz ve ördek ailesi nasılsınız bakalım?’’ deyip soru sormuştu kiiiiiiiiiiiiii ördek ailesi sanki onu anlamış gibi
-‘’Vakkkkkk, vakkkk ,vakkkkkkkkk’’ seslerini çıkartıp Gamze’ye cevap vermişlerdi.
Gamze o kadar çok şaşırmıştı ki gözleri kossss kocamannnnn açılmıştı.Ve
-‘’Sizi gidi akıllı bıdıklarrrrrrrrr demek beni anladınız o zaman alın bakalım biraz daha gevrek yemeği hak ettiniz ’’
deyip elinde ki tüm gevrek bitene kadar minik parçalara ayırıp minik dostlarını beslemeye devam etti. Öğretmeni Gamze’ye
-‘’Gamzeciğim haydi bakalım sende bize katıl. Ağaçları, yemek yiyeceğimiz yeri ve daha bir sürü güzel yerin keşfini yapmaya başlayalım. Doğayı beraber keşif edeceğimiz için oldukça heyecanlıyım ya siz çocuklar ‘’ deyip çocuklara soru sormuştu.
Tüm çocuklar hep bir ağızdan,
-‘’Bizde çokkkk heyecanlıyız öğretmenimmmmmmmmmm ‘’ deyip yürümeye başladılar.
Kestane, gürgen ve palamut ağaçlarını keşif edip bir sürü papatya toplamışlardı ki bir anda Gamze’nin burnunun üstüne rengarenk bir kelebek konmuştu. Gamze hiç hareket etmeden işaret parmağıyla güzel kelebeği parmağının üstüne alıp kanatlarına, antenlerine bakıp ne kadarda güzel bir canlı olduğunu düşündü. Ve kelebek aniden kanatlarını hareket ettirip uçmaya başladı. Şimdiden bir sürü macera yaşamıştı bile. Piknik yapacakları yeri belirleyip hep birlikte çantalarındaki yiyecekleri çıkartıp yemeye başladılar. O kadar çok acıkmışlardı ki ağızlarını ormanlar kralı aslanlar gibi kocaman açıp yemeklerini yemeğe devam ettiler.
Gamze bir an önce eve gidip annesine bu güzel günü anlatmak için sabırsızlanıyordu. Yiyeceklerini yedikten sonra top oynayıp sayısız ip atladılar. Çok eğlenceli zaman geçirip aynı zamanda fazlasıylada yorulmuşlardı.Yavaş yavaş eşyalarını toplayıp servise doğru ilerleyip tekrardan böyle bir gezinin en kısa sürede tekrarlamasını umarak yola koyuldular. Ve hikayemiz burada bitti .